Anadolu’nun yer yer yobazlıkla çürümüş derinliklerinde Bahadın adında bir kasaba vardır. Bu kasabanın sınır tarlalarından itibaren içeriye doğru bir ışık hüzmesi yayılır. Bu sınır tarlaları aynı zamanda dış dünyanın karanlığına karşı da set görevi görür. Burada yaşayan halk ışık işçileri ve dolayısıyla da ışığın çocuklarıdır. (Işık evleriyle karıştırılmamalıdır!)
Geçmiş ile bugün arasında kısa bir bağ kuracak olursam, Osmanlı döneminde de “sıraçlar” ve “ışık taifesi” diye anılmışlardır. Bu nedenledir ki (Topkapı sarayına gidilecek olursa) Osmanlı defterlerinde bile izlerine rastlanır. “Tez zamanda” diyerek bir hışımla çıkartılan fermanlarda görülür ki, sistemin adaletsizliğine ta o zamanlardan baş kaldırmışlarıdır.